İngilizcede yer yön sorma

İngilizcede Yer Yön Tarifi, Yer Yön Sorma (Asking and Giving Directions Konu Anlatımı)

İngilizcede yer yön tarifi nasıl yapılır? İngilizcede yer veya yön nasıl sorulur? Yer yön tariflerini sormak için hangi kalıplar kullanılır? İngilizcede yön tarifleri hangi kalıplarla yapılır? Aşağıda İngilizcede en sık kullanılan yer yön tarifi kalıpları (sorular ve cevaplar) ve diyaloglarda geçen soru kalıpları Türkçe karşılıklarıyla verilmiştir.

Asking for directions (Yer ve Yön Sorma)

Öncelikle konuşmaya aşağıdaki kalıpları kullanarak giriş yapabilirsiniz: 
Excuse me. (Afedersiniz.)   I’m new here. (Burada yeniyim.)    I’m lost. (Kayboldum.)
I’m sorry to interrupt you, but… (Sözünüzü kestiğim/araya girdiğim için üzgünüm ama…)

Yer, yön sormak için aşağıdaki kalıplardan birini kullanabilirsiniz:
Is there a supermarket around here? (Bu civarda bir süpermarket var mı?)
Can you tell me where the bank is? (Bankanın nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?)
Could you tell me how to get to the bank? (Bankaya nasıl gidileceğini tarif eder misiniz?)
Could you tell me where the Golden Hilde is? (Golden Hilde’nin nerede olduğunu söyler misiniz?
What is the best way to get to the bank? (Bankaya gitmenin en iyi yolu hangisi?)
Do you know where the nearest exchange office is? (En yakın doviz bürosunun nerede olduğunu biliyor musunuz?)
Where is the post office? (Posta merkezi nerede?)
I’m trying to find Natural History Museum? Could you tell me how to get there? (Doğal Tarih Müzesini bulmaya çalışıyorum? Oraya nasıl gidildiğini söyler misiniz?)
I’m looking for this address? (Şu adresi arıyorum?)
Can you tell me the way to ……….? (…………..’ya yolu tarif eder misiniz?)

Asking for repetition (Tekrar Ettirme)

Konuşma esnasında kaçırdığınız kelime veya cümle olursa aşağıdaki kalıplardan birini kullanarak konuşmacının cümlesini tekrar etmesini rica edebilirsiniz:
Sorry, I didn’t catch that. (Söylediğinizi anlamadım/Tekrar eder misiniz?)
Could you say that again please? / Could you repeat it again, please? (Şunu tekrar eder misiniz lütfen?)
What did you say your name was? (Adınız ne demiştiniz?)
Could you speak up, please? / Could you speak a little louder?  (Sesinizi yükseltir misiniz lütfen?)

Giving directions (Yer, Yön Tarif Etme)

* Yön tarif ederken cümle başlarında, First (Önce), Next (Sonra), Then (Ondan sonra), After that (şundan sonra), Finally (En son) gibi ifadeler kullanabilirsiniz. Aşağıda bununla ilgili bir örnek yer almaktadır:

First, go down this street to the traffic lights.
Next, turn right and go along Sakarya Street for about 500 metres.
Then, look for the Hilton Hotel.
After that, go up the little street beside it.
Finally, cross the bridge and you are there.

* Yön tarif ederken kullanabileceğiniz yer ve yön edatları şunlardır:
across, along, go up/down the street, in front of, behind, near, next to, beside, in,
on the corner of, opposite, on the left, on the right

Cross the street (Caddenin karşısına geç), Go along the street (Cadde boyunca ilerle/git),
Turn right/left (Sağa/sola dön), Take the first on the left (İlk soldan sap), Turn right at the crossroads (Kavşakta sağa dön)

Useful Nouns;
Airport, bank, bookshop (kitapçı), bridge (köprü), building (bina), bus, bus station (terminal),
bus stop (otobüs durağı), car park (park yeri), cinema, coffee shop, garage (garaj, benzinlik [İngiltere], tamirhane)
gas station (benzinlik [ABD]), gift shop, hotel, library, market, passport office, post office, museum,
shopping centre (alışveriş merkezi), sports complex, stationer’s (kırtasiye dükkanı), street, supermarket,
taxi rank (taksi durağı), town hall (belediye binası), traffic lights, underground station (metro istasyonu)

Useful Verbs;
Catch (yakalamak), cross (Karşıya geçmek), find (bulmak), know, leave (ayrılmak), look for (aramak), miss, open, say (söylemek), tell(anlatmak), try, turn (dönmek), walk (yürümek)

Useful expressions;
Excuse me, Sorry, Just one more thing (bir şey daha), Certainly, Thanks a lot, Not at all….
Is it far? (Uzak mı?), Is it a long way? (Çok uzakta mı?), How far is it? (Ne kadar uzakta?)
It’s not far. (Uzak değil), It’s quite close (Oldukça yakın), It’s a long way on foot (yürümek için uzak)
It’s this way (bu tarafan), it’s that way (şu taraftan), you are going the wrong way (yanlış yöne gidiyorsunuz)

Bir yanıt yazın