İngilizce accepting and refusing

İngilizcede accepting kabul etme, refusing reddetme anlamındadır. Karşılıklı konuşmalarda bir kimse size bir öneride veya teklifte bulunduğunda accepting (kabul etme) ve refusing (reddetme) ifadelerini kullanabilirsiniz. İngilizce konuşma (speaking) becerilerinizi geliştirmek için diyaloglarda kullanmak amacıyla bu tür İngilizce ifadeleri veya kalıpları öğrenebilirsiniz.

ACCEPTING  (KABUL ETME)

Aşağıda kabul etmeyle ilgili bazı İngilizce ifadeler bulunmaktadır. Bu ifadeler, bir teklifi, öneriyi veya daveti kabul ederken kullanılabilir:

Yes, I would love some. (Evet biraz isterim.)

Sure, that sounds fun! (Elbette kulağa hoş geliyor.)

Yeah, that would be great.  (Evet bu harika olur.)

Yeah, why not? (Evet neden olmasın?)

Sure, it sounds good/ great/ awesome.  (Elbette kulağa iyi/harika/müthiş geliyor.)

I’m so busy, but I can’t refuse it. (Çok meşgulüm ama bunu reddedemem.)

That’s awesome / great.   (Bu müthiş / harika.)

That sounds fun / awesome / great.  (Bu kulağa eğlenceli / müthiş / harika geliyor.)

Yeah, sure. Thanks for inviting me.  (Evet tabi ki. Beni davet ettiğin için teşekkürler.)

Of course. Where is it?  (Elbette. Nerede?)

Alp        : Would you like to come to my birthday party on Saturday?
Sue       : Sure, I’d love to. It sounds awesome.

Tom      : Would you like to go to the shopping mall in the afternoon?
Kate      : Yeah, that would be great. Let’s meet at 3 p.m. in front of the school.

REFUSING  (REDDETME)

Aşağıdaki ifadeler, bir teklifi, öneriyi veya daveti reddetmek için kullanılabilir:

I’m sorry, but I can’t come over because … .  (Üzgünüm ama gelemem çünkü … .)
I’m sorry I’m going to visit my grandparents.  (Üzgünüm ben büyükannemleri ziyaret edeceğim.)

No, thanks. I’m full / stuffed.  (Hayır teşekkürler. Tokum.)

I’d love to but I feel ill.  (Çok isterim ama hasta hissediyorum.)
I’m sorry, but I can’t.  (Üzgünüm ama gelemem.)
I’d love to, but I’m busy.  (Çok isterim ama meşgulüm.)
Sorry, but I’m too busy on Sunday.    (Üzgünüm ama Pazar günü çok yoğunum.)

İngilizcede kabul etme ve reddetme ile ilgili örnek diyaloglar:

John     : Shall we have a picnic together?
Susan   : I’m sorry I’m going to visit my grandparents. Maybe another time.

Bill         : Would you like to drink something and chit-chat at a cafe?
Lisa       : I would love to, but I’m going to study for the exam tonight.

Kate      : How about organizing a slumber party at my home tonight?
Leyla     : I’d love to, but I’m too busy tonight. I’m going to finish my project.

“İngilizce accepting and refusing” üzerine 1 yorum.

  1. Geri bildirim: 8. sınıf 1. ünite friendship konu anlatımı - İngilizce konu anlatımı

Bir yanıt yazın